LAZ KÖYLERİ

Usta bir ressamın çarpıcı bir manzara resmini düşünün. Onlarca çeşit yağlı boya ile renklendirdiği büyülü bir tabloyu.. Masmavi bir gökyüzü altında uzanan yemyeşil bir doğa.. Ağaçlarla çevrili bir orman evi ve yanıbaşında akan bembeyaz bir dere.. Bir ressamın eserine yansıyan hayal dünyasının vücut bulduğu bir tabita, masal diyarlarını andıran kasabalara ve vadilere yolculuk ediyoruz. Doğu Karadeniz'in nefes kesen yaylalarına yol alıyor ve efsanevi Laz köylerini keşfediyoruz. Dağlar ve dereler aşıyor, Gürcistan sınırını çizen Karçal'dan Kaçkarlar'a yeşilin her tonu arasında unutulmayacak bir kültür ve doğa yolculuğuna çıkıyoruz. Karadeniz mutfağının en özel lezzetlerini tadıyor, Artvin'de Gürcü yemeklerini unutmuyoruz. Çoruh Vadisi ve Artvin Gürcü manastırlarıyla başlayan gezimiz barındırdığı zengin bitki örtüsü ve faunasıyla Türkiye’nin ilk biyosfer alanı olan ve UNESCO’nun koruma altındaki sayılı Dünya biyosfer rezerv merkezlerinden Maçahel vadisi ile sürüyor. Karçal dağı eteklerindeki akıllara durgunluk veren Maçahel köyleri ve yaylalarından Kaçkar dağlarına yol alıyor ve Rize'nin bulutlar üzerindeki Çamlıhemşin yaylalarını keşfediyoruz. Fırtına deresinin ikiye böldüğü köyleri geziyor, ahşap dağ evlerinde konaklıyoruz. Baş döndüren zirvelerde kendimizi doğanın kollarına bırakıyor, mis gibi havayı ciğerlerimize soluyoruz. Gözlerimizi tüm tonları ile yeşilin ve mavinin sardığı köylerde açıyor, kahvaltımızı en taze en doğal ürünlerle yapıyoruz. Dağlardan, vadilerden ve yaylalardan doğayla tarihin kucaklaştığı topraklara yol alıyor, Trabzon'da Sürmene ve ünlü Sümela Manastırıyla Maçka'yı ziyaret edip Akçabat köftesinin tadını çıkarıyoruz. Giresun'un saklı hazinesi Tirebolu'da biten destansı yolculuğumuz kendimizi yeniden doğmuş gibi hissedeceğimiz bir keyifle son buluyor. Kent karmaşası yerine huzurun, beton binaların yerine doğanın hüküm sürdüğü Doğu Karadeniz'in el değmemiş tabiatı keşfedilmemiş güzellikleriyle bizleri bekliyor.